Geliştirici ve merkezi olmayan uygulama (dapp) sayımlarından, yol haritasındaki ilerlemeye ve genel kamuoyu farkındalığına kadar, Ethereum’un zaman içindeki ilerlemesini ölçmek için kullanılabilecek birçok ölçüm vardır. En popüler olanlardan biri, yalnızca benimseme ve ücret oluşturma gibi öğelerle olan korelasyonu nedeniyle değil, aynı zamanda protokolün fiili kullanımını ölçtüğü için de dikkate değer olan işlem sayısıdır.
Ne yazık ki, Ethereum’daki işlemler Mayıs 2021’deki zirvesinden şu anda yaklaşık %26 düştü; bu muhtemelen Ethereum’un en iyi ihtimalle geçici olarak geriye doğru hareket ettiğini ve en kötü ihtimalle uzun vadeli düşüşte olduğunu gösteriyor.
Ancak ikisi de doğru değil.
Profesyonel yatırımcılara yönelik öngörüler, haberler ve analizler içeren haftalık bültenimiz Crypto Long & Short’u okuyorsunuz. Her Çarşamba gelen kutunuza almak için buradan kaydolun.
Düşen işlem sayısına rağmen Ethereum’un neden büyüdüğünü daha iyi anlamak için Ethereum’un geleceğe yönelik planlarını anlamak gerekir. Ethereum, ana ağdaki tüm blockchain faaliyetlerini (uzlaşı, yürütme, veri kullanılabilirliği ve yerleşim) doğrudan kolaylaştırabilirken, daha iyi performans için belirli işlevlerin ayrı, optimize edilmiş protokollere dış kaynaklardan sağlanmasına olanak tanıyan daha modüler bir yaklaşıma öncülük ediyor. Bunların arasında en önemlisi, daha verimli yürütme için işlemlerin katman 2 (L2) toplamalarına dış kaynak olarak kullanılmasıyla yürütmedir.
Birden fazla işlem bir araya getirilir ve L2’de (yani Ethereum ana ağının dışında) gruplar halinde yürütülür ve ardından daha küçük miktarda veri Ethereum’a geri gönderilir. Bu uygulama verimi büyük ölçüde artırır ve toplamanın durumu, Ethereum ana ağında yayınlanan veriler kullanılarak yeniden oluşturulup doğrulanabildiğinden, toplamalar, ana ağın güvenlik özelliklerinin çoğunu devralır. Bu strateji, Ethereum’un 2020’de Vitalik Buterin tarafından önerilen ölçeklendirme yol haritasındaki bir değişiklikti; toplama merkezli yol haritası olarak adlandırıldı; bu, toplamalara yönelik dış kaynak kullanımına öncelik veren ve verileri ana ağa geri gönderme maliyetini azaltmak için Ethereum’un veri kullanılabilirliği katmanını güçlendiren. Kısacası Ethereum ana ağının odağını konsensus, uzlaşma ve veri kullanılabilirliğine kaydırdı.
(GSR)
Bunu arka plan olarak kabul edersek artık Ethereum’un azalan ana ağ işlem sayısını farklı bir açıdan görebiliriz. L2 işlemlerini de eklediğimizde, hem ana ağdaki hem de ilgili katman 2’lerdekiler de dahil olmak üzere toplam Ethereum ekosistemi işlemlerinin son iki yılda %146 oranında güçlü bir artış gösterdiğini görüyoruz. Bu sadece Ethereum kullanımının hızla artmaya devam ettiğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda yol haritasında tam da amaçlandığı gibi ilerlemeye devam ettiğini gösteriyor.
Son olarak, çeşitli nedenlerden dolayı güçlü bir büyümenin ve zincir dışı uygulamaya doğru bir geçişin devam ettiğini görüyoruz. Birincisi, Ethereum protokolü bu yönde ilerlemeye devam ediyor ve Ethereum’un veri kullanılabilirliği yeteneklerini genişleten proto-danksharding de dahil olmak üzere bir sonraki yükseltmeyle özellikle bunu yapacak. Dahası, yalnızca temel katmanın kendisi gelişmekle kalmıyor, aynı zamanda gelişmiş merkeziyetsizlik ve ara bağlantı ve paylaşılan güvenlikle ilgili yeni paradigmalar ile birlikte katman 2’ler de gelişiyor. Ve bu temel ve ikincil katman iyileştirmeleri, yeni kullanım durumları ve işlevsellik sağlamak için bir araya gelerek verimli bir döngü yaratacak. Artan ekosistem işlem sayılarının habercisi olan Ethereum, belki de dünyanın yerleşim katmanı olma yolunda ilerliyor.
