Türkiye talaşlı imalat kesiminin yurt içindeki verimliliği ve yurt dışındaki rekabeti için sürdürülebilir formda çalışan Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, kadro tezgahları dalının üretim maliyetleri, navlundan doğan sorun ve istihdamına yönelik açıklamalar yaptı. Ekip tezgahlarının ithalatına getirilen verginin üretim, istihdam ve ihracat artışını olumsuz etkileyeceğini belirten Aydoğdu, yerli üreticinin desteklenmesine vurgu yaptı.
40 yılı aşkın deneyim ve yatırımlarla Türkiye talaşlı imalat endüstrisine öncülük eden Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, grup tezgahları dalının iş yapış süreçlerinin aktüel durumuna dair değerlendirmelerde bulundu. Navlun fiyatlarının düşmesinin katma kıymeti düşük eserlerde endüstricinin Uzak Doğu’ya yöneldiğini tabir eden Aydoğdu, “Özellikle yerli üreticimiz için yatırıma elverişli bir ortam bulunmuyor. İthalatın gereğinden fazla artması üretici firmalarımız için bir tehdit oluşturuyor. Bilhassa navlun yüksekken alınan ham husus, rekabet edilebilirliği de olumsuz etkiliyor” dedi.
“Ülkemizdeki kadro tezgahları kesiminin makine dalından farklı bir yerde pozisyonlandırılması gerekiyor”
Pandemide üretime devam eden Türkiye’deki endüstricinin ağır taleple karşı karşıya kaldığını ve bunun için de üretim kapasitesini artırdığını vurgulayan Aydoğdu; ham unsur, stok idaresi ve ithalat ortasındaki bağlantıya dair şunları söyledi: “Takım tezgahları kesimi olarak üretimde altı ay sonrasını düşünmek zorundayız. Bunun içinde üretimin aksamaması ve talepleri karşılamak için stok planınızın çok âlâ işlemesi lazım. Şirketlerimiz de artan taleplerle birlikte stoklarını artırmak zorunda kaldı. Fakat değişen piyasa şartları, düşen navlun fiyatları, savaş, resesyon ve güç krizi istikrarları altüst etti. Yüksek maliyetli stokla yakalanan üreticilerimiz de maliyetlerini artırdı. Yanı sıra navlun fiyatlarındaki oynaklık bölümümüzde kıymetli büyük sorunlar yarattı. Örneğin bir makine getiriyorsunuz, pandemide navlun bedeli dahil 60 bin dolardı. Artık ise bu navlun maliyeti 20 bin dolar oldu. Münasebetiyle bu durum rekabet edilebilirliği olumsuz etkiliyor. Maliyetlerin artması da yeni yatırımların önünü kesiyor. Grup tezgahları, Türkiye’nin üretim gereksiniminin bilhassa talaşlı makinede yüzde 5’ini karşılıyor ve yüzde 95’i ithal edilmek zorunda. Bu makinelerin ithalatının artması birebir vakitte üretimin, istihdamın, ihracatın artması demek oluyor. Bu makinelerin ithalatına vergi getirilmesi de bölümü olumsuz etkileyecek. Bu da Polonya ve Çekya üzere ülkelerle üreticilerimizin rekabet edebilirliğine darbe vuracak. Şu an grup tezgahları makinelerinde ithalat vergisinin daha da artırılması kelam konusu. Bu da üretim maliyetlerini daha da yükseltecek. Yerli üreticinin desteklenmesi amaçlanıyor lakin yerli üretimin geliştirilmesi bugünden yarına olacak bir durum değil. Bütün gelişmiş ülkeler kadro tezgahları ithalatına rastgele bir vergi koymuyor, bu alanın gelişmesi için teşviklerde bulunuyor. Bunun için de ülkemizdeki grup tezgahları bölümünün makine kesiminden farklı bir yerde pozisyonlandırılması gerekiyor.”
“Türkiye’de üretim badireye düşerse biz de istihdam kaybı yaşayabiliriz”
Sanayicinin istihdam alanında önemli problemler yaşamaya başladığına dikkat çeken Aydoğdu, “Mühendislik alanında dünyanın en ucuz ülkesiyiz. Gelişmiş ülkelerde kesimde çalışan insanların maaşları Türkiye’de istihdam edilenlerden dolar bazında 10 kat daha fazla. Türkiye’de üretim badireye düşerse biz de istihdam kaybı yaşayabiliriz. Bu alanda önemli tehditler görüyoruz. Dallarda eleman sorunu daima yaşanıyor. Dünyada yeni jenerasyon endüstride çalışmak istemiyor, yeni endüstride çalışmak istiyor. Bu da otomasyon ve robotik sistemlerin geliştirilmesiyle oluyor. Makinelerin başında değil uzaktan yönetmek çalıştırmak istiyor yeni kuşak. Biz sanayicilerin de bu duruma kendimizi uydurmamız, üretim sistemlerimizi bu istikamette revize etmemiz gerekiyor” tabirini kullandı.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
